14 Haziran 2012 Perşembe

Al sana pembe...


Önce herşey toz pembe olacak sandı bazısı...Şimdi birileri pembe yapmak istiyor otobüsleri. Sonra bana diyecekler ki bre kafir niye bindin yeşil otobüse!

http://imza.la/pembe-olmasi-sart-degil-insanca-ulasim-istiyoruz

8 Haziran 2012 Cuma

LEDA



“Ve bilmezdi Leda, upuzun saçlarıyla, zeminin bu kadar titrek, bacaklarınınsa güçsüz olduğunu...” 

Topalladı. Yürümekte gittikçe daha çok zorlanıyordu artık. Canını sıkan diğer nokta, beyazın içinde görmekte zorlandığı herşeyin, belki de varolmamasıydı. Fırtına bitmiyordu. Fırtına geçmiyordu. Her seferinde “bu son sarsıntı” zannedip attığı her adım, daha da ağırlaşan külçeler gibi yere mıhlıyordu onu. Ama az kalmıştı.

-
Gözlerini açık tutmakta zorlanırken ilerlemeye devam etti. Hayır hayır!...Henüz değildi...Hissetmediği ellerine, son kez yerindeler mi diye bakıp karanlığa daldı. El yordamıyla hızlanırken başı dönüyordu. İlerledikçe aydınlanan dar yol, huzur zerreleri saçmaya başlamıştı  üzerine artık...Şimdi anlaşmaya varabilirdi gözleriyle,madem ışık vardı...Bakacaklardı.

-
Gittikçe genişlemeye başlayan yolun sonu, onu bir boşluğa çıkardı. Öyle sessiz ve ve kırılgan hissetti ki, “en sessiz” ve “en kırılgan”ın kendisi olduğunu zannetti. Ve boşluk, ona haddini bildirmekte gecikmedi. Etten tırnağı söker gibi sarkıtlarından kurtulmaya başladı ilgi açı buz yumağı. Teker teker yer çekimine yenik düşerken her bir parça, ince tınılarla yankılar oluşturdular beyaz mağaranın içinde. Ağlayıp ilgi isteyen beyaz boşluk, mızmızlanmasının onu haksız çıkaracağını gözden kaçırdı.
Bu sesi duyan Leda, onurunu kırmak istemezcesine mağrur, susmaya devam etti. “En sessiz” olduğuna artık emindi.
Zamanı geliyordu, hissediyordu. Kemiklerinin kırılması ve tuz buz olup ölmek için tanrılara o kadar çok dua etmişti ki, büyük bir acıyla çıtırdamaya başlayan başparmağı sessizliğini alt edip onu da yenik gösterecek diye üzülmedi. Hem... tuz buz olmak için doğru yerdeydi.

 -
Acısı arttıkça mı daha çok çıtırtı geliyordu kulağına yoksa yalnızca çıtırtının sesi mi kırıyordu kemiklerini bilmiyordu...
Bir anda bir gölge dikkatini dağıtınca  acısı kesildi Leda’nın. Çilesine öyle iyi adamıştı ki kendini, silkelenip sakinleşince acı hissetmedi hiç....Zerafetin vücut bulmuş hali tüm nezaketiyle karşısındaydı sanki...



 -
Hala inanırcasına, hala masumiyet varmışcasına hissetti Leda, güzel gözlü iri kuğunun karşısında. O kadar temiz, o kadar parlak ve narindi ki gözyaşlarını saklayamadı Leda. Yerinden doğruldu. Ona doğru ilerlemeye başladı. Kuğu ürkekti, kuğu kırılgan...”Ben...” dedi Leda bencilliğinden utanıp “Ben seni kaybetmiştim...”

-
Onu korkutmadan sarılmak istedi kuğuya...”Tamam” dedi Leda...”Zarar vermeyeceğim ki sana.” Bir anda gözgöze geldiler. Hareket etmeden baktılar birbirlerine. Kuğu geriye doğru birkaç adım attı ancak ardından sokulmaya başladı Leda’ya...Yaklaştı...daha çok yaklaştı...Ne kadar çok yaklaştığını farkedemeyecek kadar çok yaklaştı.

 -
Sersemlemiş, iri kanatlar çarpıyor hâlâ,
Ensesi gagasında, bir hamleyle ansızın,
Kalçaları okşanıyor karanlık bir ağla,
Göğsüne basıyor çaresiz göğsünü kızın.

Şaşkın kararsız parmaklarla kurtarabilir mi
Açılmış bacaklarını tüylü debdebeden?
Ve nasıl duymayabilir çarpan tuhaf kalbi,
Kalıp da bembeyaz hücumun içinde beden?

Yıkılmış hisar, yakılmış çatı ve kule
Beldeki bir ürpermeden doğar orada
Ve ölür Agamemnon.
Böylesi yakalanıp
Havanın vahşi kanıyla yönetilirken böyle
Yerlere düşürüvermeden hoyrat gaga
İlmini mi kuşandı kudretiyle onun?

W.B. YEATS (Osman Tuğlu çevirisi)

                                                                                  Peter Paul Rubens (1598-1600)

                                        


     “Tüyleri güzel değildi artık. “ 

Açık yaralar beliriyordu gövdesinde her hamlesinde, iltihap sızıyordu soğuk zemine. Hızlanıyordu her hareketi, rahatsız edici sesler çıkarmaya başlayıp ve bir anda sarsılarak içini dışına çıkardı. Leda gözünü açtığında bütün kemikleri kırılmıştı.

         “Ve Leyla kendi çığlığına uyanırken kısacık saçlarıyla herkesin hayalinde bir deyyus vardı.”